Ana içeriğe atla

Kayıtlar

yazın ortasında kardan adam fotografı

Kışın yaz fotograflarına bakıp heveslenmiştim. Hatta birisini sayfama koymuştum kış ortası. Şimdi benzer bir durum oluştu :) Bu kez yaz ortasında kışa özlem duyuyorum. Geçtiğimiz yıllara kıyasla gene de dayanılabilir giden bu yaz, NTV'nin hava durumunda gösterdiği baraj doluluk oranlarına bakılırsa susuz geçecek gibi. Son izlediğimde Ankara için %1'in altında doluluk olduğu gösteriliyordu. Bu durumda halimiz harap. Yandaki fotograf 2005 yılı kışına ait. Ankara'nın en çok kar yağan semtlerinin birinde, ormanlık alanda yapılan kış pikniği (sucuk partisi) sonrası yaptığımız kardan adamın tarihe kazınan izi :) Kendisi çoktaaan eridi, su olup toprağa karıştı...

Prag izlenimleri sunumuna davet

İnternet ortamında bir bölümünü sergilediğim Prag fotografları eşliğinde, Bohemya'nın bu büyülü başkentine ilişkin izlenimlerimi yarın (11 Temmuz 2008 cuma) sat 19'da Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde paylaşacağım. Şubenin adresi Necatibey Caddesi No:102-3 / Kızılay - ANKARA. Yaklaşık bir saat sürecek sunuma tüm sayfa takipçilerim davetlidir.

VDSL nedir? Neye yarar?

Oturup uzun uzun VDSL nedir? ADSL'in 1 Mbit hızını ne için kullanıyoruz? MSN, Google, hurriyet.com hızım 32 Mbit olunca daha mı hızlı yüklenecek? gibi soruların yanıtlarını yazayım diye düşünüyordum. Malum, Cem Yılmaz'ın yaratıcı reklamlarıyla teknik konularda fazla bilgisi olmayan çoğunluğa, hayatın anlamının internette saklı olduğu ve bu sırra daha hızlı erişim (nereye erişim?, servis sağlayıcının ağına mı, yurt dışı çıkışı mı??) sağlandığında hemencecik ulaşılabileceği anlamına gelen mesajlar gönderiliyor. Neyse ki aynı konuyu yazanlardan olmamak adına, google'da bakıyorum yazmadan önce. Barış Atasoy 'un blogundaki yazıyı görünce, konu üzerine başka yazı yazmaya gerek yok dedim kendi kendime. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Yazıda VDSL-ADSL kıyaslaması, santrale uzaklık ile sınırlı bağlantı olanakları, ADSL modemlerin VDSL'e uyumlu olmadığı gibi en temel konular çok başarılı olarak açıklanmış. VDSL'in temelde IPTV hizmeti için başlatılacak oluşu tespiti de

HABERTURK'ün değişen yüzü

Ufuk Güldemir'in sahibi olduğu Haberturk çok ilginç bir kanaldı. Deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir kanaldı. O kadar garip şeyler yapıyordu ki kanal. Dini bayramların birinde kampanya başlatmışlardı mesela, bayramların birinci günlerinde alış veriş merkezleri açık olsun diye. Hatta kampanya boyunca, komünist ülkedemiyiz, alış veriş hakkımız engellenemez gibi sloganlar kullanılmıştı. Teknik olarak izleyiciyi yer yer rahatsız eden bir amatörlük hissediliyordu. Sabah programı sırasında arkadan bir sürü gürültü gelirdi. Ciner grubu tarafından satın alındıktan sonra ise kanalın çizgisi çok değişti. İşin doğrusu kimi programları alışkanlık yarattı bende. Mesela Haberturk haftasonu. Eskiden ikili halinde sunulurdu, şimdi tek sunucusu var. Konukları, sunucunun izleyiciye geçen sıcaklığı ile keyifle seyrettiğim bir program. Saba Tümer'le adlı programın da tekrarlarını izliyorum sabah 5'ten sonra. İlginç konuklar, ilginç sorular.

çimlere basmayın, kuşları beslemeyin

Ankara'nın gelir düzeyi yüksek bir çok semtini içine alan en büyük ilçelerinden birisi Çankaya. Bu güzide ilçenin parklarında kuşların beslenmesi yasaklanmış durumda. Şaka gibi gelse bile bu doğru. Üstelik bu yasak parklar içerisine konulan levhalarla tüm halka duyurulmuş. Öncelikle, şaka zannettiğim bu haberi doğrulatmak için Çankaya Belediye Başkanlığı'nın web sayfasında ilan edilen başkanın cep telefonunu aradım. Tahmin ettiğim üzere telefon yanıt vermedi (çaldı çaldı ve açan olmadı). Ardından Yardım Masası telefonun aradım. Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nü aramam söylendi. Denileni yaparak 3. aradığım numarada bir yetkili ile konuşabildim. Beklediğim gerekçe kuşların doğal ortamda zararlıları yiyerek beslenmeleri gerektiği, oysa insanlar tarafından beslendiklerinde bu doğal zincirin bozulduğu, bu nedenle yasaklamanın konuyduğu şeklindeydi. Ancak, duyduğum gerekçe nasıl bir yerde, hangi devirde yaşıyoruz dedirtecek cinsten: Kuşları park içinde besleyince çimlerin üzerinde k

Yeni internet spami: acaba beni de dinliyorlar mı?

Son günlerde elektronik ortamlarda sıklıkla dolaşan bir e-posta var. Cep telefonunuzun dinlenip dinlenmediğini öğrenebilmek için önerilen iki yol var. Birinci hikayede kendi numaranızı başına kod koymadan, 0 bile yazmadan çevirmeniz. İkinci yöntem olarak ise başına 2 ve 0 koyarak çevirmeniz. Her iki durumda da karşınıza biri çıkarsa işte sizi dinleyen deniliyor. İnsanın ruhunda önemli biri olma kaygısı var sanırım. Mutlulukla arkadaşına abi beni de dinliyorlarmış, adama küfür ettim kapattım diye anlatanlara çok rastladım ya da beni dinlediğinizi biliyorum. Sizden korkmuyorum falan gibi :) Şimdi bu spam'i çürütmek gerekiyor: Cep telefonlarında operatörlerin birden fazla başlangıç numarası var. 532/533/535/542/505 ile başlayan numaraları olması gibi. Arama kolaylığı gelsin diye operatör kendi başlangıç numarası ile aynı başlangıç numarasını taşıyan abonelerin birbirlerini ön numara çevirmeden tuşlama şansı getirmiş. Yani benim numaram 789 123 45 67 ise ben 789 ile başlayan herhangi